share
share this article on digg Linkedin Üzerinde Paylaş Google+ Üzerinde Paylaş Facebook Üzerinde Paylaş
this

Abdülhalık Gücdavani[k.s.] Vasiyeti

0 yorum

Abdülhalık Gücdevani’ nin manevi oğlu; Evliyayı Kebir için meşhur bir vasiyetnamesi bulunmaktadır.Şöyle ki;

Vasiyet ederim ki sana ey oğul;

bütün hâllerinde ilim, edep ve takvâ üzerinde olasın!..

Geçmişlerin eserlerini oku, ehl-i beyt ve ehl-i sünnet vel-cemaat yolundan git!

Fıkıh ve hadîs öğren ve câhil sofîlerden bucak bucak kaç!

Namazlarını, mutlaka cemaatle kıl!

Kalbinde şöhrete meyil varsa imam ve müezzin olma!

Şöhretten gücünün yettiği kadar uzaklaş! Şöhrette âfet vardır. Makamlarda da gözün olmasın; dâima kendini aşağılarda tut!

Tâkat getiremeyeceğin işe kefil olma!

Halkın seni alâkadâr etmeyen işlerine karışma!

Fâsık idarecilerle düşüp kalkma!

Her hususta dengeyi muhâfaza et!

Ölçüyü kaçırıp güzel ses dinlemeğe fazla kapılma ki, ruhu karartır ve sonunda nifak doğurur. Böyleyken güzel sesi de inkâr etme ki, onunla ezân ve Kur’ân, ruhları ihyâ eder.

Az ye, az konuş, az uyu; ve gâfillerden ve ahmaklardan arslandan kaçar gibi kaç!

Fitne zamanları yalnızlığı tercih et, menfaati icâbı fetvâ vererek dînin hafife alınmasına sebep olanlardan, mağrur zenginlerden ve câhillerden uzak dur!

Helâl ye, şüpheli işlerden sakın ve evlenmede takvâya dikkat et. Aksi hâlde dünyaya bağlanır ve o uğurda dînini zedelersin…

Çok gülme; hele kahkahayla gülmemeye dikkat et! Çok gülmek kalbi öldürür. Fakat tebessümü de elden bırakma. Zîrâ tebessüm sadakadır.

Herkese şefkat gözüyle bak ve kimseyi hakîr görme!

Kendi dışını aşırı bezeyip süsleme; zarif ve sade giyin. Zîrâ sırf dışa aşırı itina, iç haraplığından gelir.

Münâkaşa etme, kimseden bir şey isteme, müstağnî kal, kanaatle zengin ol, vakarını koru!

Sende emeği olanlara ve seni terbiye edenlere karşı vefâkar ol, malınla ve canınla onlara hizmet et ve onların hâli ile hâllen! Onları kınayan gâfiller felâh bulmaz. Dünyaya ve dünya ehli olan gâfillere meyletme!

Gönlün dâima mahzûn, bedenin kulluğa güçlü, gözün yaşlı ve kalbin rakik (ince) olmalı. İşin hâlis, duân ilticâ ve libâsın (elbisen) mütevâzî, yoldaşın sâlihler, sermayen zahirî ve batınî (dış ve iç) din ilimleri, evin mescid ve yakının Allâh dostları olsun!..”.

Abdülhalık Gucdüvânî’nin kelimât-ı kudsiyye olarak tanınan sekiz tarikat prensibini ortaya koyması son derecede önemlidir.

Huş der-dem (alınan her nefeste gafletten uzak olmak),

sefer der-vatan (beşerî sıfatlardan sıyrılıp ilâhî sıfatlarla muttasıf olmak),

nazar ber-kadem [yürürken bakışlarını ayağından ayırmamak),

halvet der-encümen (zahirde halkla, esasta Hak ile bulunmak),

yâdkerd (lisanı zikirle beraber kalbi zikri icra etmek),

bâzgeşt (zikir yaparken (ilâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî) “Allah’ım! Maksûdum sensin ve talep ettiğim senin rızândır.” cümlesini söylemek),

nigâhdâşt (meşguliyet verecek düşünceleri defetmek)

yâddâşt (zikrin sebep olduğu uyanıklığı sürdürmek)

prensiplerinden ibaret olan kelimât-ı kudsiyye, sonradan ilâve edilen üç prensiple beraber

vukûf-ı zamânî (Zamanına sahip olma farkında olma)

vukûf-ı adedî ( zikir ederken sayıya riayet)

vukûf-ı kalbî (Kalbe gömülmek,kalbde olanlara vakıf olmak)

Nakşibendiliğin başlıca umdelerini oluşturmaktadır (Reşehât Tercümesi, s. 32-43.)

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*