share
share this article on digg Linkedin Üzerinde Paylaş Google+ Üzerinde Paylaş Facebook Üzerinde Paylaş
this

Hz. Osman Bin Affan

0 yorum

Adı Ebu Abdullah olup, babasının adı Affan bin el As’tır. Annesinin adı erva büyük annesi ise Peygamber efendimizin halası olup: Beyda’dır.

Yaş olarak Peygamber efendimizden 6 yaş küçüktür. Peygamberimizin iki kızıyla evlendiği için Zinnureyn lakabını almıştır. Zinnureyn iki nur sahibi demektir. Hz Osman(r.a.) önce Rukiyeyle evlenip Rukiye vefat edince Ümmü Gülsümle evlenmiştir. Ümmü Gülsüm vefat edince Peygamberimiz(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Şayet bir kızım daha olsaydı onu da Osman’la nikahlardım.”

Hz Osman(r.a.) Rukiye validemizden Abdullah adında bir oğlu oluyor oğlu 6y yaşına geldiğinde vefat ediyor. Hz Osman(r.a.)’ın diğer eşlerinden de çocukları oluyor en tanınanı ise eban adındaki oğludur.

Hz Osman(r.a.)en belirgin özelliği Haya’lı olması ibadetlerine sıkı sıkıya sarılmasıdır. Her gece namazına kalkıp tek tek rekatte Kuran-ı Kerimi hatmederdi.

Cömert bir kişiliğe sahip çok mütevazi bir sahabeydi. Hz Osman(r.a.) islamiyetten öncede kendisini kötü şeylerden koruyan temiz ahlaklı bir insandı. Ticaretle uğraşıp zengin ve varlıklıydı.

Müslüman oluşu:

Bu konuda çeşitli rivayetler vardır.

Hz Ebubekir’in dostu olduğu için ikisi beraber Peygamber Efendimizin yanına giderler. Peygamber Efendimiz(s.a.v.) Sohbet etmeye başlar ve Hz Osman(r.a.) kendi dilinden şöyle anlatır: “Hz Peygamberin lisanından duyduğum sözler o kadar saf ve sade o kadar icazkar bir tesire haiz idi ki Kelime-i Şehadet kendi kendine ağzımdan döküldü elimi Resulü Ekreme vererek Müslüman oldum

Hz Osman(r.a.) Müslüman olduğunda amcası Hakem b Edil As’ın işkencesine maruz kalmıştır.

Ama Mekkeli müşriklerin yaptıkları işkenceler Müslümanların imanını arttırdığını gördüklerinde özellikle akraba olanlar işkence yapmaktan vazgeçerlerdi Hz Osman(r.a.) amcası da pes edip vazgeçmiştir.

Hz Osman(r.a.) müşriklerin aşırı baskısından dolayı eşi Hz. Rukiyeyle Habeşistana ilk hicret eden Müslümanlar arasındadır.

Peygamber Efendimiz(s.a.v.)den Hz Osman(r.a.) a övgüler

“Hz Osman(r.a.) ümmetimin en hayırlısı ve en cömertidir.”

“Ümmetimin en edepli ve hayalısı Hz Osman(r.a.)bin Affandır”

“Ashabın arasında bana en çok benzeyen Hz Osman(r.a.)dır.

“Ya Aişe vallahi meleklerin kendisinden utandığı bir adamdan utanmayayım mı?”

“Allahım ben Hz Osman(r.a.) dan razıyım sen de ondan razı ol”

“Herkesin bir dostu vardır benimde cennette ki dostum Hz Osman(r.a.)dır”

Hz Osman(r.a.) Cömertliği

Tebük savaşında(Bizanslılarla yapılan savaşta) Hz Osman(r.a.) Şam’a göndermek üzere hazırlattığı 300 deveyi üzerindeki mallarla beraber Allah Resulüne teslim etmiştir. Bunların yanı sıra 50 at, 1000 altını nakit olarak ilave eder. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz(s.a.v.) “Bu amelinden sonra Hz Osman(r.a.)’a hiçbirşey zarar veremez”

Medine’ye doğru hicretten sonra Rumê kuyusu Yahudilerin elindeydi. Sahibi kuyuyu kilitleyip Müslümanlara su vermiyordu bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor

“Rume kuyusunu kim satın alırda Müslümanlara karşılıksız hediye ederse onun için cennet vaat edilmiştir.”

Hz Osman(r.a.) kuyuyu çok pahalı bir fiyata alıp Müslümanlara hediye etmiştir.

Yaşadığı önemli anlar

Birgün kölesinin kulağını çeken Hz Osman(r.a.) daha sonraları kölesine kendisinin kulağını çekmesini söyler. Kölesi istemediği halde bunu zorla ona yaptırır. Yani bir İslam halifesi kendi kölesine karşı dahi kısasa kısas uyguluyor .işte hiçbir ideolojik sistemde olmayan ilahi adalet budur

Gece yarıları namaz kılmak için kalktığında abdest suyunu kendisi hazırlar hizmetçileri olmasına rağmen kimseyi rahatsız etmezdi.

Hz Osman(r.a.)’dan özlü sözler

– Allah’a yemin olsun ki hiçbir şeyi olmayıp çalışarak infak edenin bir dirhemi zengin olupda infak edenin 10bin dirheminden daha hayırlıdır.

– Hergün gece ve gündüz en sevdiğim şey Kuran-ı kerim okumaktır.

– Allah’a karşı mağrur olmayın gelip geçenlerden ibret alın

– Başıboş vurdumduymaz olmayın uyanık olun dünya malına aldanmayın

– Sabır, yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlama sanatıdır.

Hilafeti

Hicri 24. Yılın başında Peygamber efendimizin(s.a.v.) memnun kaldığı seçkin sahabelerin istişareleri sonucu Hz Osman(r.a.) halife seçilmiştir.

Hz Osman(r.a.) ısrarla uzak durduğu istemediği halde istişare sonucu bu göreve getirilmiştir ve bu görevi şehit oluncaya kadar devam ettirmiştir. Hilafeti 12 yıl sürmüştür. Bu dönemde fetihler tüm hızıyla devam edip bir ucu Kafkaslara diğer ucu kıbrısa kadar yayılmıştır. Hilafetin ilk 6 yılı sorunsuz ve sıkıntısız yaşanmıştır. Müslümanların refah düzeyi yükselmiştir. Bu durumdan Hz. Ebu Zerr (r.a.) rahatsızlığını dile getirmiştir.

Toprakların genişlemesi sonucu değişik kültürlerle kaynaşma olmuş, refah düzeyin yükselmesi insanların nefislerinin kontrolden çıkmasına sebeb olmuştur. Ümeyyeoğulları mekkenin en varlıklı en kalabalık ailelerinden biridir. Hz Osman(r.a.) da bu aileye mensuptur. Peygamber Efendimize(s.a.v.) risalet görevi verildiğinde ona karşı en sert tepki gösteren aile Ümeyyeoğullarıdır. Bunlar kendi saltanatlarını korumak için Peygamber Efendimize (s.a.v.) karşı her türlü kötülüğü yapmışlardır. Bu ailenin ileri gelenlerinden bazıları şunlardır: Ebu Süfyan, Muaviye, Velid bin Ukbe, Mervan bin Hakem, İbn-i Ebi Serh’dir . Bu zatların geçmişi hakkında az çok hepimizin bilgisi vardır. Örneğin, ibn-i Ebi Serhin, mekkenin fethi esnasında kabenin örtüsü altında bile yakalanırsa öldürülmesi Peygamber Efendimiz(s.a.v.) tarafından emredilmiştir. Hz Osman(r.a.) vasıtasıyla Müslüman olmuştur. Ümeyyeoğullarının çoğu Müslüman olduktan sonra bile mekkenin dışına sürgüne gönderilmişlerdir.

Hz Osman(r.a.) döneminde ise kûfe valisi Sad bin Ebi Vakkas azledilerek yerine Velid bin Ukbe getirilmiştir. Mısır valiliğine Amr bin As azledilerek ibn-i Ebi Serh getirilmiştir. Bu değişikliklerden Müslümanlar rahatsızlıklarını dile getirmişlerdir. Memnun olanlarla olmayanlar arasında münakaşalar ve dedikodular başlamıştır. Valiler Hz Osman(r.a.) adına nefislerine uygun hareket ederek halifeye mâl etmeye çalışmışlardır.

Hz Ömer(r.a.) ile Hz Ebu Bekir(r.a.) dönemlerinde en ufak bir kargaşada olayın üzerine gidilmiş suçların cezası derhal verilmiştir. Hiç kimseye acınmamış ve hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamıştır. Yani idareci olarak otoriter bir yapıya sahiptiler.

Hz Osman(r.a.) ise biraz daha yumuşak kalpli, rahmeti şefkati bol olan hâyâ sahibi bir insan olduğu için akrabalarından iyi niyetli olmayan insanlar onun bu yönünü istismar etmişlerdir ve daha sonralarıda onun şehadetine sebep olmuşlardır. Şehadetinden sonra da onun şehadetini bahane edip bir sürü olaylara sebep olmuşlardır. Mervan bin Hakem Hz Osman(r.a.)’ın katibi ve baş danışmanı iken Hz Osman(r.a.) adına ibn-i Serh’e bir mektup gönderip mektupda “Muhammed bin Ebu Bekir ve arkadaşlarının idam edilmesini halife adına ister ve halifenin imzasını taklit edip mühürler” bu olay fark edildiğinde Hz Osman(r.a.) sorulur. Hz Osman(r.a.) şöyle buyurur. <<Elçi ile deve bana aittir ama mektup bana ait değildir. Mektupdan haberim yoktur. >>

İbn-i Sebe Medineli Yahudi asıllı bir münafıktır , gittiği çoğu yerleşim bölgelerinden kovulmuştur ama mısır’a gelip ibni ebi serh’e sığınmıştır bunun tek amacı İslam topraklarında dolaşıp Müslümanlar arasında fitne ve fesat çıkarmaktır. Vali olarak görev yapan Müslümanların en ufak bir açığını yakaladığında bir üstüne bin ekleyerek yaygara koparmaya çalışır ve büyük ölçüde de başarıya ulaşmıştır.

Vefatı

Mısır, Kûfe ve Basra’dan bir topluluk hac bahanesiyle Medine’ye girer ve Hz Osman(r.a.)’nın evini ablukaya alırlar. Bunlara ashabın ileri gelenlerinden nasihatler yapılmasına rağmen yumuşamamışlardır. Hz Osman(r.a.) kendilerine hak halife olduğunu ve hiçbir sebeple öldürülmeyi hak etmediğini anlatmasına rağmen asiler laf dinlememişlerdir ve Hz Osman(r.a.)’nın haklı olduğunu bilmelerine rağmen. Eğer Hz Osman(r.a.) isteseydi isyancıları çok rahat bir şekilde bertaraf ederdi ama kendisi yüzünden kimseye zarar gelmesini ve fitnenin yayılmasını istemediği için herhangi bir yaptırımda bulunmamıştır. Bu abluka günlerce sürmüştür ve birgün Hz Osman(r.a.) oruçlu iken Kuran-ı kerim okurken asilerin saldırısına maruz kalarak kılıç darbeleriyle şehit edilmiştir.

Rabbim bizleri onların şefaatine nail eylesin

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*