share
share this article on digg Linkedin Üzerinde Paylaş Google+ Üzerinde Paylaş Facebook Üzerinde Paylaş
this

Takva 1

0 yorum

إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ

Yüce Allah: “Allah katında en üstün olanınız ondan en çok korkanınızdır.” (Hucurat 49/13)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ

“Ey iman edenler, Allahtan ona yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin” (Ali imran 3/102)

Bir gün bir adam Resulullah’a “Ey Allah’ın Resulu, bana tavsiyede bulun dedi. Resulullah buyurdu: Takvaya sıkı bir şekilde sarıl zira bütün hayırları kendinde toplayan haslet takvadır. Cihada da dikkatli bir şekilde riayet et çünkü müslümanın ruhbanlığı cihattır. Daima Allahı zikirle meşgul ol, çünki bu senin için nurdur ” Suyuti

Takvanın hakikatini Allaha itaat ederek azabından sakınmaktır. “Falan kalkanı ile korundu” dedikleri zaman bu manayı kastederler. Takvanın aslı önce şirkten sonra kötü ve günah olan fiillerden daha sonra günah olması ihtimali olan amellerden sakınmak en son olarak fuzuli ve lüzumsuz olan fiillerinde terk edilmesidir.

Sehl b. Abdullah: Allah’tan başka yardımcı Resulullahdan başka delil ve af, takvadan başka azık, ibadette sabretmekten başka amel yoktur.

Ceriri: Bir kimse kendisi ile Allah arasındaki münasebet hususunda takvayı hakim kılmazsa keşf ve müşahede mertebesine ulaşamaz

Muttaki: Ebu yezid gibi olur: Bir kere Hemedanda usfur tohumu satın almış, tohum biraz fazla gelmiş Hemedan’dan Bistam’a geldiği zaman tohumla beraber iki karıncanın da geldiğini görmüş, bunun üzerine karıncayı yurdundan ayırmamak için Hemedan’a geri gelmiş ve karıncaları yerine bırakmıştır.

Hikaye olunur ki : Ebu Hanife alacaklısına ait bir ağacın gölgesinde oturmakta ve haberde varit olmuştur ki: Borç olarak verilen paranın temin ettiği her nevi fayda faizdir.

Derler ki: Beyazıd bir arkadaşı ile birlikte sahrada elbisesini yıkamıştı. Arkadaşı izin verirseniz elbisenizi şu bağın duvarına asayım dedi. Beyazıd olmaz! Başkasına ait birinin duvarına kazık çakılmaz dedi. Peki şu ağaca asayım dedi. Beyazıd olmaz! Dalı kırılır. Dedi. Peki şu izhir otunun üzerine sereyim dedi. Beyazıd yine olmaz dedi o hayvanların gıdasıdır. Üzerine örtmek doğru değildir, dedi. Sonra sırtını güneşe çevirdi ve elbisesini de sırtına serdi, bir tarafı kuruyunca elbisesinin öbür yüzünü çevirdi ve bu yüzünü de kuruttu.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*