share
share this article on digg Linkedin Üzerinde Paylaş Google+ Üzerinde Paylaş Facebook Üzerinde Paylaş
this

İşarat-i Seyda-i Taği

0 yorum
İşarat-i Seyda-i Taği

Sûfi bir halden başka bir hale geçince ikinci hali birinci halini inkar eder. Sohbet de böyle olmalıdır. Yani ikinci sohbet birinci sohbeti inkar etmelidir.

Müridin ikinci bir sohbete katılmaktan gaye ve maksadı ilk sohbetten af ve mağfiret dilemek olmalıdr. Nefsini birinci sohbette gördüğünden daha kusurlu görmelidir. Ta ki kusurundan mütevellid af ve mağfiret dilemelidir.
Rabiâ (k.s) bakınız ne diyor: Bizim af ve mağfiret dilememiz bile yine af ve mağfiret dilemeyi gerektirir. Çünkü ilk mağfiret dileme ikinciye göre gafletle karışık olur.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) Hazretlerine soruldu:
Akşam ve yatsı arasında gündüz işi olan bir mürid rabıta ve zikirden birisini terketmek mecburiyetinde kalırsa hangisini terketsin? Seyda (k.s.) şöyle buyurdu: “En önde gelen ve değeri yüce olan rabıtadır. Zikri terketmesi evlâdır. Rabıta daha faziletlidir. O muhabbete dayanır. Zikir ise muhabbetin tamamlayıcısıdır. Allah´a yakınlık kılavuzu mürşidin rabıtasıdır. Eğer rabıta zikirsiz gerçekleşse zikirsiz olsa da olur. Fakat zikir öyle değildir. Zikir hasıl olsa da zikir ile yetinilmez.
Muhabbeti olmayan sûfi ise akşam ile yatsı arası zikir yapabilir. Seyda (k.s.) diyor:
“Gavs (k.s.) vefat edince benim müridlere akşam ile yatsı arası zikir yapmayı emretmek istedim. Ben de dedim ki: (İbrahim Çokreşî):
“Mürid, mürşidi düşünüp onu zihninde canlandıramayınca, bu aradaki nisbetsizliğe rağmen nasıl Cenab-ı Hakk’ı tefekkür edebilir. Zikir ile rabıta arasında fark vardır. İkisi bir değildir. Zikir parmaklarla olur. Rabıta ise öyle değildir. Hace Azizan hz.leri şöyle buyuruyor: Sûfilerin arasında sadık olup olmayanları birbirinden ayırt edebilmek için onlara yüksek sesle zikir yapmalarını emrettim. Ta ki onların gayret ve sadakat dereceleri ortaya çıksın.”
Netice olarak Seyda-i Tağî (k.s.) şöyle dedi:
“Gündüz iş sahibi olanlar ve muhabbeti eksik olan kimselerin akşam ile yatsı arasında zikir yapmaları caizdir.”
Müridler arasında vuku bulan fikir ayrılıkları rahmettir. Gerçek açığa çıksın diye Cenab-ı Hakk’ın onlara sunduğu bir rahmetttir. Sûfiler arasında fikir ayrılığı vuku bulursa bana bildiriniz. Çünkü bazı gerçekleri açıklamak olur ki böyle bir görüş ayrılığına dayanır. Görüş ayrılıklarını mürşidden saklamak doğru değildir. Abdurrahmân b. Avf (r.a) bir meseleyi açığa kavuşturduğu için Peygamberimiz (S.A.V) onu övmüştür.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*