1. Normal abdest almak: Abdest alınırken yıkanan uzuvlarla işlenmiş olan günahlar hatırlanarak Allah’tan (cc) af dilenir.

2. Tövbe niyetiyle boy abdesti almak : “ Yarabbi ben bedenimin dışını su ile yıkadım temizlemeye çalıştım; Sen de ilahi nur ile ve irfanla kalbimi temizle ve beni affet” diye yalvarmak gerekir.

3. Tövbe ve istihare niyetiyle iki rekât namaz kılmak(Biliniyorsa,ilk rekâtta Kafirun, ikinci rekâtta İhlâs Suresi okunmalıdır.)

4. Tövbeyi tekrarlamak:İşlenen günahlar içi yanarak hatırlanır ve pişmanlık duyularak şu sözler üç defa canı gönülden söylenir: “ Yarabbi, bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım, keşke yapmasaydım, inşallah bir daha yapmayacağım.Ben HAZRET, ŞEYH AHMED, ŞEYH MAŞUK, ŞEYH MUHYEDDİN, ŞEYH FADLULLAH’ı ve ŞEYH ALAMEDDİN’İ kendime şeyh olarak kabul ettim.

5. Yirmi beş defa Estağfirullah demek: Hak yolun isteklisi tövbe ettikten sonra “ Günahtan dönen sanki o günahları işlememiştir.” hadisi şerifini hatırlar ve Allah’ın (cc) tövbesini kabul ettiğini ve günahlarını da affettiğine inanır. Ümidini Cehennem korkusundan üstün tutar. Çünkü günahlarından eser kalmamıştır. Fakat “İşlemiş olduğum günahlardan dolayı kalbimde pas ve kir kalmıştır. Bu kir istiğfar (yani affedilme talebiyle) temizlenebilir” diye düşünür ve yirmi beş kere “Estağfirullah” der (Bunu yetmişbeşe kadar artırabilir ve her gün devam eder). İstiğfar, kalp huzuruyla, içi yanarak acele etmeden yapılmalıdır.

6. Sekiz adet Fatiha okumak: Sadatların aracılığı ile himmeti sayesinde istiğfarla kalbimdeki pas ve kir yok oldu, kalbim ilahi feyiz almaya uygun hale geldi diye düşünülerek sekiz Fatiha okunur. Her bir Fatiha önce Peygamber Efendimizin (sav) ve O’nun Al ve Ashabının ruhuna, sonra sırayla aşağıda isimleri yazılan Sadat Hazretlerinin ruhlarına hediye edilir. Ve şöyle istimdat edilir; “ Ey Sadat-ı Kiram, ne olur Peygamber Efendimize (sav) benim için ricada bulununuz. Bana şefaat etsin ki Allah-u Teala (cc)’ da benim tövbemi ve ibadetlerimi kabul eylesin”. (Not: Sadatların isimlerini okumakta zorluk olacaksa sekiz Fatiha’yı toptan okuyup şöyle der: “Önce Peygamber Efendimizin (sav) ve O’nun Al ve Ashabının ruhlarına, sonra bana isimleri okunan Sadatların ve mürşidimin ruhlarına hediye ettim, Ya Rabbi kabul ve vasıl eyle” der.)

1. Şah-ı Nakşibendî ve Seyyid Abdülkadir Geylani (ks) Hz
2. Şeyh Abdülhâlık Gücdevani ve İmam-ı Rabbani (ks) Hz
3. Mevlana Halid Zülcenaheyn ve Seyyid Abdullah (ks) Hz
4. Şeyh Seyyid Taha ve Seyyid Sıbğatullah Arvasi (ks) Hz
5. Şeyh Abdurrahman-ı Tahi ve Şeyh Fethullah (ks) Hz
6. Şeyh Muhammed Diyauddin ve Şeyh Ahmed el Haznevi (ks) Hz
7. Şeyh Maşuk Hz ve Şeyh Muhyiddin(ks) Hz
8. Seyda Fadlullah (ks) Hz Seyda Molla Alameddin (ks) Hz

(NOT: ks= kaddessellahu sırrehu, yani Allah sırlarını yüceltsin demektir.)

7. Ölüm Rabıtası: Sadatların himmet ve feyizlerinin hazır olduğu ve kalbin de feyzi alacak duruma geldiği düşünülür. Fakat mal, evlat, dost ve akrabalara bağlılık dünyanın lezzeti ve zevki bu feyzi almaya engeldir. Bu nedenle ölüm düşünülür : “ Yatağımda can çekişiyorum. Azrail (as) ruhumu almaya geliyor, Şeytan da imanımı çalmak üzere hazır bekliyor. Akrabalarım ve evladım etrafımda, mal ve servetim gözümün önüne geliyor. Anlıyorum ki; imanımı kurtarmak için malın, servetin, evladın ve akrabanın insana bir yararı yoktur. Şüphe yok ki benim için Allahu Teala’dan başka yardımcı ve sığınak yoktur. Kalbimden O’ndan başka her şeyi silmem ve yalnız O’na yönelmem gereklidir. O’nun dışındaki şeylere sadece O’nun rızası için yönelebilirim. Ben ancak Allah’ın (cc) lütfu ve mürşidimin himmeti ile kelime-i şahadeti getirebilir ve bu dünyadan imanla ayrılabilirim.

Elbiselerimi soyarlar ama günahlarımı üzerimden soyamazlar. Cesedimi yıkayıp, kefenlerler fakat günahlarımı temizleyemez ve örtemezler. Cenaze namazımı kılarlar, günahlarımın bağışlanması için dua ederler. Ancak duayı kabul edecek olan Allah (cc)’tır. Cenazemi üzerlerinde taşırlar, fakat günahlarımı üzerlerine alamazlar. Sadece Allah (cc) günahlarımı üzerimden kaldırabilir.

Beni şimdi kabir denen karanlık çukura koydular. Münker ve Nekir meleklerinin sorularıyla baş başa kaldım. Yardım eden yok, ne akraba, ne dost, ne evlat, ne de mal. Ancak ve ancak Alemlerin Rabbi olan Allah-u Teala’nın (cc) sevgisi, şefkati ve merhameti beni bu durumdan kurtarabilir. Onun dışında her türlü sevgi ve bağlılık boştur.” Talip böyle düşünmekle her şeyden ilgisini keser. Sadece Allah-u Teala’nın (cc) emrettiği ve izin verdiği işlere yönelir ve O’nun rızasını umar.

Ölüm rabıtası zikirden önemlidir. Çünkü kötü ahlakın ve günahların başı Allah’dan başka şeylere (masiva) duyulan sevgidir. Ölümü düşünmek sayesinde insan masivadan ilgisini kesebilir. Yoksa ölümü düşündürmenin amacı korkutmak değildir, esas amaç Cenab-ı Hakk’a yöneltmektir. Yönelmeye layık tek varlığın Allah-u Teala (cc) olduğunu anlayan mürit, bu durumun gereği olarak başka şeylerden yüz çevirerek O’na yönelir. O’nu sever, tanımak ister ve O’na kavuşmayı aşırı arzu eder. Buiştiyak neticesinde Hakk’ın sıfatları müride yansır.
Mürid herhangi bir günah tehlikesi anında O’nun azabının şiddetini şüphe etmeksizin içinde duyar. Böylece nefsine engel olur. Yine de büyük günah işlerse ümitsizliğe düşmez. O’nun rahmet ve mağfiretinin sonsuzluğuna inanır.

İyi halleri ve ibadetleriyle böbürlenmez ve kendinde varlık görmez. Böyle hallerin gerçekleşmesi ancak kamil (olgun) imana ermesiyle olur. Cenab-ı Hakk’tan (cc) başkasına yönelen ve gafletle zikreden kişinin imanı kuru taklitte kalır muhabbet ve marifet’i elde edemez. Bundan dolayı kamil, mükemmil ve arif bir şeyhe bağlanarak yol almalı, marifet ve muhabbet elde ederek ilahi hakikatlere kavuşmaya çalışmalıdır.

8. Mürşit Rabıtası: Bir şeyhe bağlanmak onu sevmek ve onunla ilgilenmek vacibdir. Böylece mürit geçek sevgiye ve marifet’e yükselmeye güç bulur. Bunun için Nakşibendi büyükleri rabıta usulünü koymuşlardır.
Rabıta kalbi tam sevgi ve cezbeyle üstada bağlamaktır. Ruhen ve kalben üstada bağlanan mürit onun hoşnut olduğu şeyleri yaparak nefsinin arzularını bırakmayı başarır. Rabıta’da mürit kabul edilme ümidi ve reddedilme korkusu arasında olmalıdır. Üstadını yücelterek ve heybetle düşünmelidir.

Yukarıda açıklanan sekiz şart müridin dinlenebilmesi için gece yerine getirilir. Gündüz güneş doğana kadar da bir şey yenilip içilmez ve konuşulmaz. Gıybet ettiği, sövdüğü, incittiği, eziyet ve haksızlık yaptığı kişiler varsa helalleşmeye, namaz ve oruç gibi terk ettiği farz ibadetleri kaza etmeye niyet eder. Müjde veya ikaz olarak yorumlanabilecek bir rüya görme ümidiyle istihareye niyetlenerek uyunur. Rüya görürse en kısa sürede üstadına anlatır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.