Altmışbirinci Hikmet: Ervasî hazretleri —Kaddesel- lahu tealâ ruhehu— hayalî rabıtayı şeyhin suretinin zahir olduğu rabıtaya tercih eder ve «sadece birinci çeşit rabıta (hayalî rabıta) faydalıdır» buyururdu, Altmışikinci Hikmet; Buyuruyor ki • — Fena olmadan vusul olmaz. Fena Fişşeyh olmadan fena olmaz. Rabıta olmaksızın da Fena fişşeyh olmaz. Altmışüçüııcü Hikmet: Ervasî hazretleri —Kaddesel- lahu tealâ …
Kelimat-ı Kutsiyye
Nakşibendi Şeyhlerinin Mukaddes Sözleri
Kırkikinci Hikmet: Bir günSeyyid Sıbgatullah Ervasî Hazretleri —Kad-desellahu teâlâ ruhehu— «Bazan bir şeyh başka bir şeyhin faziletinden yararlanabilir. O zaman yararlanan şeyh faziletin sahibi olan şeyhi tanıdığı halde fazilet sahibi şeyh bu konuda kendisinden yararlananı tanımaz» dedikten sonra Hızır’la bir fakirin bilinen hikâyesini sözlerine delil gösterdi. Bu hikâyede fakir Hızır’ı tanıdığı halde Hızır’ın fakiri tanımadığı …
Ramazan Ayının Faziletleri
RAMAZAN AYININ FAZİLETLERİ İmam-ı Rabbani hazretleri «Mektubat» adlı eserinde şöyle diyor: «Bilmek gerekir ki, Ramazan ayı gayet önemli bir aydır. Bu ayda yapılan zikir, sadaka, namaz ve benzerleri gibi nafile ibadetler sevab bakımından diğer günlerin farz ibadetlerine denktir. Bu ayda yerine getirilen farz ibadet ise diğer aylarda yapılan farz ibadetlerin yetmiş katı ka¬dar sevab kazandırır. …
Nakşibendi Şeyhlerinin Mukaddes Sözleri (24-41)
Yirmidördüncü Hikmet: Buyuruyor ki: . — Bazen mümin bir ölünün mezarda yüzünün kıblenin tersine dönük olduğu görülebilir. Bunun sebebi o kimsenin kalbinde dünya sevgisi varken ölmüş olmasıdır. Yirmibeşinci Hikmet: Ervasî Hazretleri —Kaddesel- lahu teâlâ ruhehu— kimlerin zalimlerle ve hükümdarla düşüp kalkabileceğini; buna karşılık kimlerin zalimlerle ve hükümdarla düşüp kalkmalarının doğru olmayacağını belirli bir prensibe bağlamak …
Nakşibende Şeyhlerinin Mukaddes Sözleri
Sekizinci Hikmet: Buyuruyor ki: — Eğer almış olduğum emrin gereği olarak mecbur olmasam hiç kimseyi irşad etmeye kalkışmaz ve tarikat hakkımda tek söz bile söylemezdim. O kadar nefsimi kusurlu, eksik ve yetersiz görüyorum. Sözlerinin burasında şeyhinin kendisine «eğer kendini apaçık bir kâfirden bile daha alçak görmüyorsan yazık haline !» dediğini nakletti. Ayrıca başka bir sefer …
Kelimat-ı Kutsiyye 1-7 Hikmet
Nakşibendi Şeyhlerinin Mukaddes Sözleri Bismillâhirrahmanirrahim. Ulu Allah’ın adı ile başlar ve yalnız O’ndan yardım dileriz. Salât ve selâm efendimiz Hz. Muhammed’in, saha- bilerinin, ehl-i beytinin, soyundan gelenlerin, bağlılarının, dostlarının ve taraftarlarının üzerine olsun. Cenab-ı Allah şeyhimiz ve efendimiz Ervasî hazretlerinden ve onun yüzü suyu hürmetine de bizlerden razı olsun. Bizden yana kendisini en hayırlı mükâfat …
Kelimat-ı Kudsiyye 11. Bölüm
Abdurrahman Taği hazretleri Allah ondan razı olsun hicri 1293 yılında mihek köyündeki bir sohbetinde molla Said Ervarisinin oğlu molla Abdulhakimin annesinin iyiliklerinden bahsederken inkarcıların kötülüğünün kendilerine meil edenlerin ölülerine bile dokunduğunu belirtmek üzere şunları söyledi. Bu kadın ervas köyündeki ölülerini ziyaret edip döndükten sonra Gavs-ül Azam hazretlerine molla Resulün Gavs-ül Azam hazretlerinin kardeşi halini iyi …
Kelimat-ı Kudsiyye 10. Bölüm
Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi Rabbi-l alemin vessalatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain Abdurrahman Taği hazretleri – Allah ondan razı olsun- hicri 1293 yılında Tercunk köyündeki evde şunları söyledi: – Kemalat, velilik kemalatı ve nübüvvet kemalatı olarak ikiye ayrılır. Müridin önce velilik kemalatını kazanması gerekir ki, o da kalbi üstadın hayali üzerinde yoğunlaştırmaktır. …
Kelimat-ı Kudsiyye 9. Bölüm
Bir gün Abdurrahman Taği hazretlerine -Allah ondan razı olsun- akşamla yatsı arasında işi olup da ya rabıtayı ya da zikretmeyi terk etmek zorunda kalanların bunlardan hangisini terk edebilecekleri soruldu. Şeyh hazretleri bu soruya karşılık şunları söyledi: -‘En öncelikli ve değerli olan rabıtadır. Mürid her ikisini de yerine getiremeyince zikri terk etmesi evladır. Rabıta daha faziletlidir. …
Kelimat-ı Kudsiyye 8. Bölüm
Abdurrahman Taği hazretleri —Allah ondan razı olsun— bir sohbetinde şöyle dedi: — «Müridin şeyhin elini almaktan muksadı Allah’a varmak, nefsin ve şeytanın tuzağından emin olmak İçin şeyhin gölgesine sığınmaktır.» Sözlerinin burasında kendilerine «şeyhin gölgesinden maksat nedir?» diye sorunca bana «kulluk ve O’na itaattir» diye cevap verdi. Bunun üzerine kendilerine «üzerine şeyhin gölgesinin düştüğünü murid nasıl …