32. Mektup

Bu mektubu halifesi Molla İbrahim’e, Tilo’ya bir miktar haşhaş verilmesi ve benzeri hususlar için yazmıştır.

Allah için kardeş Molla İbrahim’e. Size ve ev hal¬kınıza selam ve duadan sonra, Tilo kendisine yete¬cek kadar haşhaş vereceğimizi ümid ederek bize geldi. Kışlık köyünün haşhaşından vermeyin. Demir¬ci köyünün haşhaşından veriniz. Çünkü Mirza Bey ilk şart olarak kendisinin izni olmadan bu köyden (Kışlık köyü) bir şey vermememizi tenbih etti. Bize düşen bir çöp dahi olsa onun izni olmadan bir şey vermemek¬tir. Eğer isteyen ehli zimmettten ise böyle yapınız. Hatta bütün gayretinizle mümkün olduğu kadar kendi haşhaşlarınızı ayırınız. Artanları veriniz. Kurumasının faydası yoktur. Sana gelince biz sana İsa sufi ile se¬lam gönderdik. Sen de aynı şekilde mukabele ettin. Nefsinin istediği şeyleri kes. Artanları isteyen kim¬selere ver. Sütlü koyun ve sığırlar Neynek köyü içindir. Evine gelince onu isteyene teslim et. Ziraat ve hasad işlerini onun oğullarından biri veya başkası yapmak isterse gelirin yarısını al. Sahipsiz kalır, ku¬rur ve telef olursa zararı yok. Çünkü böyle iste¬nilmiştir.

33. Mektup

Bu mektubu cihad senesinde Gavs’ın emri ile herkesin Nurşin’e gitmesi hususunda halifesi Molla İbrahim’e göndermiştir.

Şefkatli, kerem sahibi ve korunan kardeş Molla İbrahim’e.

Gavsu’l Azam’ın Rasûlüllah’tan (s.a.v) istimdadı vasıtası ile niyaz ve istiğfarı gerektiren haberler bize ulaştı.

Ey kardeşim! Allah bir şey murad ettiği zaman O’- nun hükmünü geri çevirecek kimse yoktur. Eğer du¬rum O’ndan bir şey taleb etme ise, bize ve size niyaz etmek, rıza göstermek, hamd etmek ve şeriata uy¬mak gerekir. Aynı şekilde iki beldenin alınmasının gerçekleşmesi anında da böyle yapmak gerekir. Fa kih ibrahim dönünce, onu Zeyn’in arkasından gön- derebilmem için herkesin Nurşin’e gitmesi gerekir. İstenilen birinci durumda şüphe veya Erzurum’da kuvvetli durum varsa sakin olmak gerekir. Şayet şid¬detli deprem, korku olur ve bir şey ortaya çıkmazsa size Nurşin’i taleb etmek ve arkasından elçi gönder¬ileceğine dair bir elçi göndermek gerekir. Senin ve diğerlerinin kalbinde tefrika olmasın.

Ben gerçekten onun kahrına ve lutfuna aşığım Hayret edilecek şey ki ben her iki zıd şeye aşığım. Çünkü aziz ve zelil etmeye kadir olan Allah’tır. Fakat şu ayetten korkmak gerekir: “…Müminlere yardım etmek, üzerimize borç idi” (Rum,47)

Zeyn’in peşinden onun gönderilmesinin tehir edil¬mesinden maksad, onların bu fakiri oraya iskan etme düşüncelerinden dolayıdır. Hatta Şeyh Hamza ve Molla Muhammed, senin iradende gitmek vardır, de¬diler. Biz seni şeyhin merkadına şikayet ediyoruz. Verebilirsen sana cevap vermek düşer. Bu taraftan soruyorsunuz. Bana ulaşan şeylerden üzülmesey- dim, sizin yerleşmeniz veya üst üste gelen engeller¬den ve dost arkadaşlarla beraber oradan çıkmanızı yazardım. Çünkü buradaki bir gün orada bir sene gi¬bidir. Hatta bu zamanda bir gün Gavsu’l Azam (k.s) zamanında bir ay gibidir.

Allahım! Müslüman ordulara yardım et. Kafirleri memleketimizden yardımsız olarak çıkar. Kelimeni aramızda yücelt Ya Muin! “Bizi nimet verdiğin kim¬selerin yoluna ilet. Kendilerine gazab edilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil.” (Fatiha,6,7)

Size gelen kimselere ve Gavs’ın (k.s) yanındakil¬ere mektubunuzu gönderme işi, sıkıntıya karşı ferah¬lığın galip olmasına sebep olacak olsaydı ve bu da Şeyh Hamza’nın ihtiyarı ile olsaydı, hemen onu ya¬pardı.

Selam, kardeşlere bilhassa hususi dostlara ve

umumi olarak avam üzerine olsun. Onlardan ve Mol¬la Abdullah el-Cuhurî’den dua talep ediyorum. Dediği şeyden dolayı ona vurmak, Aziz Efendi ve Fakih ib¬rahim’in yaptığı gibi ta’n etmek doğru değildir. Binek¬lerinizden olan bir at üzerinde sufi Mustafa ile ona git.

34. Mektup

Bu mektubu Gavsu’l Azam’ırı (k.s) kabirlerini ziya¬retini müjdelemek ve diğer hususlar için Halifesi Mol¬la İbrahim’e göndermiştir.

Kadîm kardeş Molla İbrahim’e. Allah onu arifler zümresine ilhak etsin.

Selam sizin ve yanınızdaki kardeşlerimizin üzeri¬ne olsun.

Hamd Allah’a mahsustur. Salat ve selam seçtiği kulu Hz. Muhammed (s.a.v) üzerine olsun.

Ey kardeşler! Müjdeler olsun size. Müjdeler size. Müjdeler size. Müjdeler size. Biz kuşların bahçesi, bülbüllerin gülistanı, deniz incilerinin tatlı suyu ve cevherlerin madeni haremler haremine vasıl olmakla bereketlendik. Sonra O’nun büyüklüğü ile şereflen¬dik. O’nun ismini beyan etmeye hacet yoktur. O (r.a) keremli, nimetlenmiş ve feyz sahibi kimsedir. İhvan¬ları hala feyizlendirmeye devam ediyor.

Sadat-ı Kiram’ın davarlarının çobanını ziyaret et¬tikten sonra, dergahın hizmetçisi ile beraber yemek yedik. Şeyhimizin oğlu saf ve sevgi dolu bakışları ile bize nazar etti. Bilhassa onlara Allah, alemlerin Gavs’ının yerine kaim olmayı nasip etti. Himmet, himmeti olan kimsedendir.

Zilhicce’nin ilk gecesi Norşin’e vardık. O tarafa se¬fer yapmaya alışkın olmadığımızdan dolayı (yolcu¬lukta) bana rahavet isabet etti. Bu rahavet ya soğuk¬tan ya da önceki gece bazı ehli zimmetle gecele¬mekten olmuştur.

Allah bize şifa verir ve buradakiler bize engel ol¬mazsa Tercunek’te bayram yapmak istiyoruz. Bizim için mühim selametinizi beyan etmenize rağmen, du¬rumu açıklayıcı bir mektup göndermeniz size layıktır. Oradan tamamen iyi olduktan sonra ayrılınız. Hasta¬lık ortaya çıkarsa oraya gelirim. Umulur ki Allah en yakın zamanda şifa verir. Biz bazı rüyaları tabir et¬mekte aciz kaldık. Durumları ortaya çıkmıyor. Bu hu-susta yanınızda bir şey varsa sizin açıklama yapma¬nız ve bunları bu mektubun kenarına yazmanız iyi olur.

Selam bütün aileniz üzerine olsun. Duaya layık ol¬mayan bu hakir bilhassa annemizin duasını istemek¬tedir. Selam ve dua talebimi Şeyh Fethullah’a, -Ab- dulmecid’i teskin etmek mümkünse- O’nun yanındaki fakihlere, köy ahalisine ve bilhassa Şeyh İbrahim’e ve evlatlarına, köyün imamı ve fakihlerine ilet.

35. Mektup

Bu mektubu kardeşi Seyyid Taha’nın (k.s) mek¬tubuna cevap olmak üzere Şeyh Salih’in halifesi Hacı Tayyib el-Muşi’ye göndermiştir.

Ey ne uzak ve ne de yakın olan, hastalıklara tabib olan, insanların isteklerine karşılık veren, vuslata eren, fazilet sahibi, ben ve biz demekten uzak olan! Benim yanımda Mevlana Tayyib Efendi var. O beka

halinde fani oldu ve fena halinden bekabillah’a ulaştı.

Nebevi muhabbetten haber veren kıymetli mek¬tubunuz bize arzedildi ve okundu. Bu mektubla ruh¬lar neredeyse, seher vaktinde bahçede öten çoskulu bülbüller gibi uçuyordu.

Bize Allah için şükür etmek düşer. Çünkü marifet denizinde vuslat muhabbetinin şarabını içen, tasar¬rufunda salih olan ve olmayanlara eşit davranan ve emellerin kabesine dalan kimselerin sevgisi bizim için rıe güzeldir.

Gavs’ın yanında olan Seyyid Salih aşık oldu. Mür¬şidi Mevlana Hz. Taha (k.s) onunla övündü. Allah bizi ve sizi o ikisinin bereketi ile berketlendirsin. Çünkü bunda sizin sıkıntı ve hastalıklardan selamette olma müjdesi vardır. Böylece sizin kederlerden sıyrılmanız mümkün olur. Asi, kalbleri katı ve bu yoldan uzak kimselerin hallerinden sual ediyorsunuz.

Alllah’a hamd olsun ki himmet sahihlerinin saye¬sinde, bela ve gam dalgalarından kurtulduk,

Yoksa karanlık gecede, dalgalardan korkmakta; bela ve fitnelerle helak olmaktaydık,

Dostlarımızın bizim için evliyanın büyüklerinden yardım dilemeleri gerekir.

Ucub kötü olduğu haber verilen hasletlerdendir. Eğer bu kötüleme bu dergahın hizmetçisi için olursa Allah’a yemin olsun ki, benim için ne himmet, ne keşf, ne de keramet vardır. Ancak sadatın üzerimde¬ki lütfü müstesna.

Eğer kötü hal varsa himmet sahibinin gaflet çö¬lünde otlayan kimse için dua etmesi uygun düşer. Eğer bu kötülemeyi Gavsu’l Azam’ın (k.s) dergahına yapıyorlarsa Allah şahid olarak yeter. Dünyevi him¬meti, kendi şeyhine nisbet edenleri, dünya için şeyhi¬ni medh edenleri, dünya için şeyhin himmetini sarf ettiğini zannedenleri ve başkalarına değil, sadece sevenlerine dünyevi mansıbları celbettiğini düşünen-leri Allah affetsin. Şeyhler bu söylenenlerin dışında¬dır. O kimseler şeyhlerin hizmetlerini Allah dışındaki bir gaye ye yönlendiriyorlar.

Lime ile ilgili işi tehir etme konusundaki acaib so¬runuza Nehri’yi görmekle müşerref olmanız size ce¬vap olarak yeter. Çünkü oranın sakinleri kendi nefis¬leri için istedikleri şeyleri dostları için de istiyorlar. O da ilâhi cezbe ve manevi yakınlıktır. Allah’a yemin ol¬sun ki, bu şeref en yüce şereftir. O şerefin ne oldu¬ğunu ve sahibine galip geldiğini biliyor musunuz? Onlar için – dünya ve ahirete aldırış etmeseler dahi- hem dünya hem de ahiret saadeti vardır. Yine onlar için makam ve riyasetten kaçsalar dahi dünyada ma¬kam ve riyaset vardır. İnsanlar bu durumu ile O’nu hakir ve zelil görürler. Halbuki o Allah katında büyük¬tür.

Dünya ve ahireti istersen,

Ya Allah dostlarının yahut Allah’ın sırrı ol.

Himmet olabilmesi için keşke dostlar bildikleri ile amel etselerdi. Durum nasıl olacak ile ilgili şeklindeki en acaib hususlardan ve sizin hüsnü zannınızdandır. Allah’a yemin olsun ki yarın gece olacak şeyleri bilmiy¬orum. Nasıl oluyor da gelecek sene ile ilgili şeyleri bilebilirim. Hasılı bu durum bu aciz ve fakirin yanında hazırlanmış bir şey değildir. Bu hususta maslahatı ve sadatın rızasını düşünüyorsunuz da, Allah’a olan tevessülden bir şey kaybetmemeyi düşünmüyorsunuz.

36. Mektup

Bu mektubu sohbete teşvik ve Gavsu’l Azam’ın (k.s) menakıbını beyan ve benzeri hususlarda Molla Abdurrahman el-Molla Kindi’ye göndermiştir.

Üsdatlar üstadı ilimlerle dolu ictihad sahibi Molla Abdurrahman’a. Allah onu bütün afetlerden korusun.

Ellerinizden hürmetle öptükten ve dua telebinden sonra Allah cesedinizi hastalıklardan, kederlerden, günah ve hatalardan korusun. Şimdiki halinizin ön¬cekinden daha hayırlı olması sebebi ile Allah’ın sana lütufta bulunduğu ile ilgili haber bana müjde olarak verildi. Hiç şüphesiz sizler her gün başka başka ilim¬lere nail oluyorsunuz.

“Kim bildiği ile amel ederse Allah ona bilmediğni öğretir” diyen Hz. Peygamber (s.a.v) hak söylemiştir. Yine çocuklarınızın kederlerini hemen yok eden ilim¬le ve amel bakımından da övülen sıfatlar ile muttasıf olmanızla da Allah bana lutufta bulundu. Ancak siz Gavs olduğu tesbit edilen kimsenin sohbetini terketti- niz. Çünkü Allah ona Gavs’lık makamı nasip etmiştir. Gavs isteğin kendisine arzedildiği kimsedir. O mürid ve ihvanlarından kudsî nefis sahibi olanlara, O’nu böyle görenlere, apaçık mesuliyet ehline göre ve ce- mada ta ve nebata ta karşı O Gavstır. Ayrıca o şu- hudî tecellilerle kalbleri nurlandırmak, mukallidlerin şüphelerini yok etmek ve onları ilimden müşahedeye ve -hatta gözle olmasa da- basiretle Allah’ı görmeye ulaştırmak için, zevk, şevk, gayret, vecd, cezbe mu¬habbet ve tasarrufu ondan isteyenlerin kutbudur. İşte “Hak olan cezbelerden bir cezbe, ins ve cinnin ame¬line denktir” söylenen cezbenin hasıl olması budur.

Ubeydullah Ahrâr (k.s) şöyle demiştir: “Allah bana bin sene ömür verse ve devamlı bu (şekildeki) cez¬beyi elde etmek için gayret göstersem, ölüm anında bu hal bende hasıl olsa Allah benim gayretime kar¬şılık verir.”

Allah’a yakın olanların amelinin elde edilmesi için Allah şöyle buyuruyor: “Ve o sâbıklar ( inançta ve amelde duraklamadan) ileri geçenler!. İşte onlardır (Allah’a) yaklaştırılanlar” (Vakıa,ıo,n)

Bilesiniz ki Şeyhin sohbetine gitmekle masiva yok olur.

“La” kılıcı Hak’tan gayrisini katleder,

O halde “la” dan gayrı orada ne kaldı, “illallah kaldı

Hepsi yandı gitti, şad olsun.

Yani aşktaki ortaklık yandı, gitti.

Sohbet şu ayetle emredilmiştir: “Sadıklarla bera¬ber olunuz.” (Tevbe,ıi9) Çünkü sohbetle muhabbet hasıl olur. Muhabbetin övülmesi ile ilgili olarak “Allah onları sever” (Maide,54) ayeti kafidir.

Sizin onları sevmedeki durumunuz nedir?

Sizin hizmetinizle müşerref olduğum vakit, size uymak istiyorum dediniz. Fakat kendisine uyulacak kimseyi göremiyorum yani salih olan kimseyi bula¬mıyorum dediniz. Çünkü nakıs olanlarda ucub ve ri¬ya hastalığı devam eder. Onlar için bu yolun hilele¬rinden çıkış yoktur. Allah değil, ben arkadaşın olarak sendeki teslimiyet, muhabbet ve ihlâsı bilsem sen¬den hastalıkların zail olacağına kefilim. Bununla be-raber bu hileler senden çıkarılmış değildir. Hakikata nail olan çok az kimse dışında, hakikat olan şeylere nail olamazsın. Nitekim Molla Abdulgaffar şöyle de¬miştir: “Müşahade sahibi saftır, temizdir.”

Molla Muhammed Emin el-Hashirî ise sevgi ve muhabbet sahibi ise şifaya vesile olur. Bunların an¬cak Gavs’ın himmeti ile olacağına ben kefilim. Şimdi ise o kemalatı elde etmek gerekiyor.

Pirimugan, sana “seccadeyi şaraba boya” derse çekinme dediğini yap.

Çünkü yol ehli, konakların yolundan, yordamından bîhaber değildir.

Elin daraldığı vakit, yoksulluğa düştüğün zaman içmeye, sarhoş olmaya çalış,

Çünkü bu varlık kimyası yoksulu Karun yapar,

Cihan fani, aşk şarabı bakidir,

Can sevgiliye ve sakiye feda olsun,

Dünyanın sultanlarını aşkın tufeylisi görüyorum.

Durum birisinin Hz. Ali’ye (r.a), Şeybanî Rai’nin İmam Şafi’ye, köpeğin Ebû Yezid el-Bistamî’ye yap¬tığı nasihat ve İbrahim el Ethem’e nasıl durumda olduğunu soranın durumu gibidir.

Cildim necis bir hayvan cildi gibi ise tabaklanmayı kabul etmez. Düzelmen gerekir. Fakat vadilerde O’- nun kapısına bağlı davar köpeği gibi burun kokusuy¬la O’nun ehlinden olmasam da o kokuyu almam bir şereftir. Bu Allah’ın fazlıdır.

37. Mektup

Bu mektubu halifesi Molla İbrahim’e Diyarbekir y- olculuğu ve bunun dışındaki bazı meseleler hakkın¬da göndermiştir.

Kıymetli kardeş, bu yola sağlam bir şekilde bağlı olan Allah dostu Molla İbrahim’e.

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize ol¬sun.

Garib, asi ve katı kalbli olan bu dergahın hizmet¬çisinin aklına, Gavsu’l Azam ve Kutbul Afham’dan (k.s) uzak düşenlerin gönüllerini tedavi etmek için Di- yarbekir taraflarına ve Muş’un bazı yörelerine gitme düşüncesi geldi. Manen yakınlaşmak için Allah bizi ve bütün taleb edenleri Gavs’dan faydalandırsın. Çünkü durum murad edilenin tersine gelişmiştir. Bu¬radan ayrı kalmakla bunu telafi etmek istiyorum. Sizin ve bazı ehil olan müridlerin ve bilhassa Molla Muhyıddin, Molla Abdullah el-Cuhvurî ve Şeyh Fet- hullah’ın (k.s) beyan ettiği mekana yaklaşmaya gay¬ret etmesi gerekir. Bu hususta mübalağa yapmamak lazımdır. Hatta haberleri tevsik ettikten sonra aktar¬manız gerekir. İnşaallah o zaman meram hasıl olur. Bir haberi doğrulamadan aktarmama selefin takip et¬tiği yollardandır.

Seyyid İbrahim muhayyerdir. Molla Abdulkadir ve Molla Abdurrahman kaç gün sonra gelecekler. Molla Hüseyin Karabulkat’da veya başka yerlerde bir şey yoksa buraya gelecek veya nereyi uygun görürseniz oraya gidecek. Onların hepsi bize dua etsinler. Ben¬den selam isteyen herkese selam ulaştır.

38. Mektup

Bu mektubu Molla Abdurrahman el-Molla Kindi’nin gönderdiği mektuba cevap olarak göndermiştir.

Mektubuma Allah’ın ismi ile başlarım.

“Yerdekiler ve gökiekiler, herşey O’nu teşbih eder.” (isra, 44) Salat ve selam Nebi’nin (s.a.v) ve ai- leşinin üzerine olsun.

Büyük şeyhinden ayrı olmasından dolayı kusurlu talebe olan kuldan, üstadlar üstadı, ilim, hilm ve sev¬gi sahibi ve iyilikte bulunan Allah’ın gölgesinde göl¬gelenen Mevlana Abdurrahman’a. Allah onu gevşek¬lik ve hezeyandan korusun. İçinde bulunduğunuz deryadan bir damla olan kıymetli mektubunuz bize ulaştı. Daha mektubun ilk satırlarında ihlâs, muhab¬bet ve teslimiyetinizi müjdeleyen işaretler sezilmekte¬dir. Mektup, kalblerimizdeki acıyı çekip çıkardı. Çün¬kü gerçek kazanç, kulun kendisini tehdit eden keder¬lerden kurtulması için üzerini düşen vazifeleri yap¬ması ile elde edilir.

Bu mektubu haddimizi aşarak ariflerin kutbu, ko¬rkanların Gavsı, salihlerin mürşidi, talihlerin dostu ve alemlerin Seyyidi’nin yanında okuduk. Nuruyla bezenen ruhumuz O’na feda olsun. Gönlümüz O’na benzesin. O kendisindeki cemal halinin galebesin¬den dolayı bizlere tebessüm etti. Şefkat kelamı konuşup, muhabbet incileri ile gönül bağlayıp, kudsi lütuflarla bize iltifat ve unsiyet etti. Celal halinin nurları onda yok oldu. Hatta O’nun nurunun güzelliği ve alnının berraklığı güneş ve ay üzerine galebe çalmıştır. Umulur ki bu fazilet imkan nisbetinde sizin üzerinizde de olur. Aczimizi bilerek bu lütuftan dolayı Allah’a hamd ettik.

Sizdeki ihsan, şefkat, hilm, muhabbet, teslimiyet ve kabiliyet sebebiyle, hidayet üzere bulunduğunuzu ve akşam sabah hakkında hayır va’d edilenler kim¬seler içinde olduğunuzu ümid ediyorum.

Zaman gaflet zamanıdır. İmanın nuru zulmette zerre gibidir. (Hak olan cezbelerden bir) cezbe ins ve cinnin ameline denktir. Marifet, dünya ve ahirette en nihai hedeftir. Vücuddaki zülmet bulutlarının her- halukarda kaldırılması istenilmiştir. Allah’ın rızasını kazanmak için varlık duygusunu izale etmek gerekir. Allah’a ulaşma yolu elli bin senelik yoldur. Bu ancak uyanıklık, ülfet ve Hz. Hızır’la (a.s) arkadaşlık yap¬makla, -ilim, amel, oruç, kusursuz namaz, hac, riya¬zet, zühd ve ibadeti olsa da- nefsini yok ederek Al¬lah’ta baki olmakla elde edilir. Hazret (k.s) şevk, mu¬habbet ve vecd hali ile birlikte Hindistan’a gidince, bütün zorluklara rağmen sünnet yoluna sarıldı.

Bununla beraber ben elli bin senelik yolda elde edilecek şeylerin şeyhimin sohbeti ile elde edilece¬ğine inanıyorum. Çünkü O’nun rabıtadaki yüzü ay, sohbettteki nisbeti deniz gibidir. Gecelerin karanlığı O’nun sevdiği keskin kılıç gibidir. Soğuktan titremesi ateştir. Onun nuru insanı barındıran bir ev gibidir.

Gönül kokusu daima diri olsun,

Ayağı yüzlerce menzili tayetsin,

Keyif, kadehle içki de olsun,

Çünkü o seyirde revaç gördü.

Bu satırları, acz ve kusurlarımı itiraf ederek yaz¬dım. Gevşekliğe sebep olacak şeyleri ortadan kaldır¬maya gayret gösterdim. İşleri ikinci güne (yarına) bıraktım, demeyin. Niyette ihlâslı olun. Sevgiye gelin. Şevk, muhabbet ve gönül huzuru ile bu dergaha yönelin. Kalbi masivadan boşaltarak atı meydanda koşturun.

Allahım! Atalarımın torunlarından, annem ve ço¬cuklarından, bilhassa Molla Ahmed ve Molla Muhyid- din gibi fakihlerden dua taleb ediyorum.

Selam yanınızdakiler ve hidayete tabi olanlar üze¬rine olsun. Bu makamda edebi terkedip kelamı uzatarak sizi incitmek istemiyorum. Çünkü aşıklar¬dan edep istenilmez. Eğer kişi hizmetçilerden ise gerekli olan, köpeğe havlamak ve kaybolduğu zul¬met rüzgarlarının tozunu üzerinden üfürmek düşer.

Allah sizi gadap edilen ve sapıtan kimselerden değil, nimet verilen kimselerden kılsın. 19-Zilhicce-1287

39. Mektup

Bu mektubu halifesi Molla İbrahim’e kafirlerle ci- had için asker toplamaya teşvik ve diğer meseleler ile ilgili olarak göndermiştir.

Allah’ın ismi ile mektubuma başlarım.

“Yerdekiler ve göktekiler, herşey O’nu teşbih eder.” (isra, 44) Salat ve selam O’nun Nebisi (s.a.v) ve ailesi üzerine olsun.

Bu dergahın hizmetçisi Abdurrahman’dan selim Kardeş Molla ibrahim’e.

Bu Cumartesi buradan çıkmayı istedim. Fakat Mir¬za Bey telgrafla, valinin Van vilayetinde hazırlıklar yaptığını belirtmesinden dolayı, çıkışımı benden bir kaç gün tehir etmemi istedi ve gelmeme engel oldu. Bununla ilgili olarak bana şöyle dedi: Yol için hazırlık¬lar yapıyoruz. Hareket için yakın zamanda çıkış ola¬caktır. Mutasarrıf Paşa muhafızlarını ve takviye kuv¬vetini alarak geri döndü. Buna rağmen Kurt Paşa, Şeyh Halid’in (k.s) yanında Mutkin’e gitmeyi emretti. Şeyh Halid’le (k.s) beraber Şeyh Habib de vardı. Kurt Paşa bu ikisi için bin kişi topladı. Şeyh Abdur- rahim’e ve Şeyh Tahir’e takviye kuvvet ve muhafı¬zlarla birlikte size gelmem için süratle askeri topla¬manız gerekir. Şayet mutasarrıf engel olursa, Şeyh Halid ve Şeyh Habib’e delil olması için benim tarafı¬ma bir kısım askerle gelinsin. Böylece o ikisine ica¬bet edilmiş olur. Çünkü ikisi Abdurrahman’ın askerler ile gitmiş idiler.

Mutasarrıf bize’ karşı çıkarsa, telgrafla değil, nor¬mal şekilde, yumuşak ve açık bir nasihat şeklinde ona cevap gönder. Tek başına veya sebepsiz mey¬dan okuyan kimselere merhamet etmeyin. Çünkü bunlarla savaşmak farzı ayndır ve karşı taraftakilere şöyle de : Kim Allah’a ve Rasûlü’ne inanıyorsa acele olarak savaştan askerlerini çeksin. Mümin Allah’a, Resulüne iman eden ve bugünlerde O’nun yolunda cihad eden kimsedir. Bugünlerde savaş için, anne babanın razı olması, çoluk çocuğun nafakasını hazırlamak ve borçların eda edilmesi şart değildir. Molla Abdulkadir’in yaptığı şeylere cevap olmakla beraber, şiddetli ihtiyaç hasıl olduğundan dolayı yüzüğü bana gönder. 7-Cemazî’levvel-1294

40. Mektup

Bu mektubu halifesi ve eski dostu olan Molla İbrahim’e göndermiştir.

Selim kardeş, ihlâslı alim Molla İbrahim’e. Allah onu teslimiyetin en yüksek derecesine çıkarsın. Siz¬den dua taleb ettikten ve güzel hatırınızı sorduktan sonra Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizlerin üz¬erine olsun.

Şu ana kadar ailem, oğlum ve Hz. Şeyh buradan çıkmadı. Hatta ben onlara bu durumu gizlediğim hal¬de, bütün aile birlikte (bir takım işaretle) buraya yer¬leşmek için gayret serfediyorlar. Meczub Molla Ab¬durrahman geldi. Hz. Şeyh’in arkasından onu gön¬derdik. Allah bize izinle çıkma imkanı bahşetseydi, o- raya çıkılırdı veya aile ordan çıkarılırdı. Ne güzel me¬ram. Allah’ın yardımı ve tevfiki ile inşaallah Şam ta-rafına yolcuyuz. Ancak bununla birlikte hac yoluculu- ğuna da çıkacağız. Bu durumda size oradan çıkmak düşer. Cevap bekleyen Molla Hüseyin uygun görüp seçtiğiniz iki köye gitsin. Uygun cevap ona ulaşırsa emredildiği şekilde yapsın. Olmazsa dönsün.

O ve siz Ravday-ı Mutahharayı ziyaret etmek isti¬yorsanız, -onunla bizi ve sizi faydalandırsın- gelecek ayın yarısı kameri aydır.

Sizden bizden bahseden, sonra bilhassa köyü¬müzde ve gizlice teftişten sonra Hacı, Abdal, Bazid ve Kuruca köylerinde ulemanın ihlâsı ve onların herbiri- nin tafsilatlı teslimiyetleri ile ilgili şeylerle dolu bir mek¬tubu göndermenizi ümid ediyoruz. Allah’ın size verdi¬ğine ve ihsanına sevininiz ve buna tevekkül ediniz.

Radiye (Allah’ı memnun etmiş) makamında olan, nefsi merdiyye (Allah tarafından memnun edilmiş) makamında olandan daha hayırlıdır. Acele etmeyin. Bilakis sabırlı olunuz. Yıkayıcının elinde olan ölü gibi olunuz. Rüyamda Gavsu’l Azam ve Kutbul Afham (r.a) himmeti ile galibiyetin bize ait olduğunu gördüm. Her şeyi müyesser kılan Allah’tır. İnşaallah bütün hal¬lerde ve engeli defetmek için gayret göstererek te-vekkül O’nadır. Mektubta belirttiğimiz şekilde açıkla¬yarak size olan meramı özet şekilde anlattık. İstedi¬ğiniz sualler açıklanmış, hayırlı gördüğünüz hususlar beyan edilmiştir.

Yanınızda olan herkese selam eder, onlardan dua talep eder, onlara ve bir hardal tanesi kadar da olsa az veya çok ayrılığımız sebebiyle elem çeken her¬kese dua ederiz. Kurtulmayı isteyen kimsenin ihlâs, muhabbet ve teslimiyet elde etmesi için çaba sar- fetmesi gerekir. 12-Cemazî’lûla-1298

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.