Gösteriliyor: 61 - 70 of 90 Makaleler

Nefsin Terbiye ve Islah Şekilleri

Tarikattaki Terbiye: İlk nefis terbiyesi tarikatta başlar. Zira Tarikat-ı aliye’ye dehalet etmeyen bir kimse, nefsini tanıyıp tehlike ve tuzaklarından haberi olmaz ki onunla mücadele etsin, ıslahına çalışsın. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadisi şeriflerinde: “Küçük cihaddan büyük cihada döndük.” Buyurarak kâfirle olan cihadı küçük, nefisle olanı büyük saymıştır. İnsanın kendi nefsi ile cihad …

Tasavvufun Tarihi Gelişimi

Hz. Peygamber, sahâbe, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn dönemlerinde dindar müslümanların yaşadıkları hayat yukarıda tasvir edilen mânevî bir atmosferde cereyan etti. Bu üç neslin dindarları dünyaya nazaran âhirete öncelik veriyor, bütün davranışlarda Allah’ın rızâsını gözetiyorlardı. Bu tür hayat Kur’an’ın istediği bir hayattı. Bunun en güzel örneği de Hz. Peygamber’di (el-Ahzâb 33/21). Hz. Peygamber zamanında çeşitli eğilimlere sahip …

Müridin Kardeşlerine Karşı Adabı

Müridin Müminlere Ve İhvan Kardeşlerine Karşı Âdabı Bir müridin diğer mümin kardeşlerine karşı edepleri şunlardır: 1. Müslüman cemaatleri hiçbir şekilde eleştirmemeli, onların kusurlarını araştırarak ifşa yoluna gitmemelidir. Bu şekilde hareket etmeyip onların gıybetlerini yapan ve kusurlarını araştıranlara mani olmalı ve İslam kardeşliğini esas almalıdır. 2. Kafir ve münafıkların zulüm ve küfürlerini araştırmalı ve onları Müslüman …

Müridin Nefsine Karşı Adabı – 1

Müridin kendisiyle beraber bulunduğunda riayet etmesi gereken âdabı çoktur. Lâkin insan bunların hepsini yapmaya güç yetiremez. Hepsini de “güç yetiremiyorum” diye terkedemez. Onun için en zaruri olanları burada anlatacağız. Bir mürid başta şu hususlara dikkat etmelidir: 1. Kötü ahlak ve fiillerinden Allah’a dönüş yapmalıdır. Nefsini her gün hesaba çekmelidir. 2. Menfî olan nefsani arzularına muhalefet …

Şeyhi Olmayanın Şeyhi Şeytandır

Tasavvuf ve manevi terbiyeden kaçanlar, meşhur bir sözle uyarılırlar: “Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır.” Büyük veli Beyazid-i Bistamî (K.S.)’ye ait bu söz, doğrusu hassas bir konuya işaret ediyor. Öyle ya; eğer bu ifade dinî bir delile dayanıyorsa, gerçek bir mürşidin talebesi olmayan herkesin durumu yeniden gözden geçirilmeye muhtaç…. Eğer bir tecrübe ve gözleme dayanıyorsa, tecrübe bir …

Abdulkerım Ciylî Hazretlerinin Mühim Tavsiyeleri

Din Allah için nasihattir. Kendim bunlara inanarak yapmağa çalışıyorum. Eğer necata ermek, kalbini ve bedenini rahat ettirmek istiyorsan sana da aynı şeyi tavsiye ediyorum. Birinci Tavsiye: Kardeşim, Allah seni rahmeti içine alsın. Birçok uzak memleketlere seferler yaptım. Çeşit çeşit insanlarla muaşerette bulundum. Kendilerinin kâmil sûfîlerden olduğu iddiasında bulunup, onlara mensub olduklarını söyleyip, sureta onlardan göründüğü …

Takva

Takva lügatte: Nefsi, korkulan şeyden muhafazaya almaktır. Şeriatte ise: (حفظ النفس عما يؤثم ) Nefsi, günaha götüren şeyden korumaktır. Bu koruma haramları terk ile olur. Bazı mübahları terk ile de tamam olur. [1] Takvanın üç derecesi vardır. Bu hususta Ebul Faruk hz.leri şöyle buyurmuşlardır: “İttika: 1- İman ile küfürden, 2- İbadet ile isyandan, 3- Füyûzât …

Zamanımızda Tasavvuf

Bir şey asırlardır insanlığın gündeminde kalabilmişse, onun insan fıtratı ve toplum hayatıyla ciddi bir irtibatı mevcut demektir. Ortaya çıktığı günden itibaren gönüllerden ve gündemden hiç düşmeyen kavramların birisi de tasavvuf. Onu birileri tenkid ederek, diğerleri de tatbik ederek hep gündemde tuttular. Tasavvufu dışarıdan tenkid edenler, onu insanın dünya ile ilişkilerini koparan bir miskinlik ve tembellik …

Mürşidi Kamil Kimdir?

Allah-u Zülcelal bu kimseler hakkında ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “İyi bilin ki, Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur Onlar üzülmeyeceklerdir Onlar, iman edip takvaya ermiş olanlardır Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur Bu en büyük mutluluğun ta kendisidir ” (Yunus; 62-64) Görüldüğü gibi bu ayet-i kerimede …

Tasavvufun Mahiyeti ve Fazileti

Ey hakki isteyen bilki en yüksek maksat Yüce Allah’ı (C.C) tanimak, sonrada ona hakkı ile ibadet yapmaktir. Bu ise Allah’ı (C.C) sıfatı ile tanımakla mümkündür.Allah (C.C) zatında, sıfatında, ef’linde her bir şeyi bilir, işitir, faili muhtar, alemi kendi iradesine göre ve uygun bir sekilde yarattı . Yarattıklarından bir kısmı insan denilen varliklar oldu. Yüce hikmetinin …