Gösteriliyor: 71 - 80 of 90 Makaleler

Gerçek Keramet Ehli

Nakledilir ki: Kebş şehrinde Seyyid Emir Kilâl Kuddise Sırruhu Hazretleri’nin talebelerinden birinin de bulunduğu bir mecliste kerametten söz açılır. Mevlana Celâleddin el–Kebşî: “Şimdi böyle gerçek keramet ehli nerede bulunur? O zat ki, göz açıp kapayacak kadar kısa bir zaman içinde, doğudan batıya dünyayı dolaşsın.” deyince, o talebe: “Evet, şimdi böyle bir zat vardır. O benim …

Ariflerden İnciler 2

Resûlüm! Sabah akşam Rablerine, Onun rızasını isteyerek dua (ibadet ve zikir) edenlerle birlikte bulunmaya candan sabret Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme [ (Kehf18/28 ) Ey iman edenler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.(Nûr/31) Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik.(Maide.48) Ey inananlar Allah’tan korkunuz, O’na yaklaşmaya vesile …

Kamil Mürşidin Farkı

Mürşid-i kâmilin diğer insanlardan farkı var mı? Bu fark nereden kaynaklanıyor? Bazı insanlar gerçekten “seçilmiş” olabilir mi? Allah dostu veya mürşid diye tarif edilen bir kimsenin söylendiği gibi olduğunu bilmek mümkün mü? Manevi terbiye için bir mürşid arayanlara bu sorular sık sık sorulmakta. Kur’an-ı Kerim’de, “o da bizim gibi bir insan” kıyaslamasına peygamberler de muhatap …

Doğru Zühd Anlayışı

Dünyaya Karşı Zühdün Fazileti Dünyalığa Düşkünlüğü Azaltmaya Teşvik Ve Fakirliğin Üstünlüğü Âyetler 1. “Dünya hayatının durumu, ancak gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insan ve hayvanların yediği bitkiler o su sayesinde gürleşip birbirine girmiştir. Yeryüzü zinetini takınıp süslendiği ve halkının da onun üzerinde kendilerini güçlü sandığı bir sırada, geceleyin veya gündüzün emrimiz o yere gelir …

Müslüman Kardeşine Muhabbet

Kulun gönlünde Allâh muhabbeti arttıkça, bu muhabbet, önce Nûr-i Muhammedî’yi, sonra Hazret-i Peygamber’in muazzez varlığını, Hak dostlarını, daha sonra da gittikçe genişleyerek Allâh katında makbûl her varlığı, makbûliyet derecelerine göre sevmeyi îcâb ettirir. İşte Allâh’a yönelişte böyle bir muhabbet dâiresi, ruhlara bir şifâ ve rahmet menbaıdır. Buna göre mü’minler, birbirleriyle münâsebetlerinde aslâ bu merhamet ve …

Bidat(Bid’at)

Bid’at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur. Âdette bid’at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid’at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bid’at, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber …

Ariflerden İnciler

Gavs-ı Hizan hazretleri talebeleriyle olan sohbeti sırasında; “Bizim yolumuzun esâsı sohbet ve muhabbettir. Sohbet muhakkak lâzımdır.” buyurdu. “Sohbet, dünyâ bağlılıklarını keser ve hakîkî îmânı kazandırır. Eshâb-ı kirâmdan bâzılarının; “Gelin bir saat îmân edelim.” sözlerindeki îmândan maksat, sohbettir. (Yâni bir saat sohbet edelim de îmânımız yenilensin, kuvvetlensin.)” “Talebe, tavus gibi olmalıdır. Güzel kanatlarına, renk renk tüylerine …

Kamil İnsan

Rivâyete göre Îsâ -aleyhisselâm-, teninde alacalar bulunan ve iki şakağı da çökmüş bir şahsa rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklara aldırmayarak: “–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, mahlûkâtın pek çoğunu mübtelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” diyordu. Îsâ -aleyhisselâm-, muhâtabının fikriyâtının idrâk ve kemâlini yoklamak maksadıyla ona: “–Ey kişi! Allâh’ın senden giderdiği hangi …

Abdulkadir-i Geylani[k.s.a]’dan Öğütler

Hz. Pir Abdulkadir-i Geylani (KSA) Hz.leri’nin oğlu Şeyh Musa (RA) Hz.leri babasından naklen anlatıyor: “Karada bazı seyahatlarımı yapmaya çıkmıştım, fena halde susamıştım. Fakat etrafta su denilen bir şey yoktu. Biraz sonra, semada bir bulut belirdi. Beni güneşten korumaya başladığı gibi, üzerime çığa benzeyen bir şey yağdırdı. Ondan kana kana içtim, derken bir nur belirdi. O …

İhlas Muhabbet Teslimiyet

Mürşid hakkında ihlasın en düşük derecesi Müridin, dünya kutuplarla dolu olsa dahi feyiz kapısını ancak şeyhinin açabileceğini ve bütün ibadetlerinin şeyhin bir tek nazarına ( bakışına ) eşit olamayacağına inanmasıdır. İhlasın En Yüksek Derecesi Şeyhinin tüm hareketlerinin, sözlerini ve hatta latifelerinin (esprilerinin) nefsi, dünyevi ve uhrevi ( ahiret için) yarar değil, ancak ruhani ve Allah-u …