Hz. Selman El Farisi (r.anh)

HZ. SELMAN EL-FARİSÎ (r.anh) Seçkin ve meşhur sahabilerden biri. İran asıllı olup, İsfahan’ın Cayy kasabasında doğmuştur. Bir rivayete göre de doğum yeri Râmehürmüz’dür. Doğum tarihi hakkında bilgi bulunmamaktadır. Selman (r.a)’ın müslüman olmadan önceki ismi, Mabah b. Buzahsan’dır. Müslüman olduktan sonra Selman ismini almıştır. Künyesi Ebu Abdullah’tır. Ona nesebi sorulduğu zaman; “Ben; Selman b. İslâm’ım” demiştir. …

Musa Ve Harun Aleyhisselamlar(1. Bölüm)

Musa ve Harun Aleyhisselamlar Musa Aleyhisselâmın Soyu: Mûsâ b.İmran[1], b.Yashür[2], b.Kahis, b.Lâvi, b.Yâkub[3], b.İshak, b.İbrahim Aleyhisselâm´dır. [4] Mûsâ b.İmran Aleyhisselâmla Hârûn b.İmran Aleyhisselâm[5], Ana-Baba bir[6] kardeş idiler. [7] Harun Aleyhisselâm, Mûsâ Aleyhisselâmdan bir yaş büyüktü. [8] Mûsâ Aleyhisselâmın Şekil Ve Şemaili: Musa Aleyhiselâm; uzun boylu, esmer tenli[9], yüksek burunlu[10], hafif etli[11], kıvırcık saçlı idi. [12] …

Kalbin Hastalıkları ve Sıhhate Kavuştuklarına Delalet eden Emareler

Bedenin âzâlarının herbiri, kendisine mahsus bir fiil için yaratılmıştır. Onun hastalığı ancak kendisi için yaratıldığı fiili yapmamasıdır. Hasta olmaması için o fiil, kendisinden çıkmamalı veya bir nevi sallantı ile kendisinden çıkmalıdır. Bu bakımdan elin hastalığı, kendisine çalışmanın zor gelmesidir. Gözün hastalığı, görmenin kendisine zorlaşmasıdır. Kalbin hastalığı da yapması için yaratılmış olduğu fiilin yapılmasının kendisine zor …

Hz.Fatıma (R.Anha)

HZ. FÂTIMA (r.anha) Hz. Muhammed (s.a.s.)’in neslinin kendisiyle devam ettiği en küçük kızı. Müslümânların dördüncü halifesi “ilmin kapısı” Hz. Ali (r.a.)’ın hanımı.Kerbela’da zulme boyun eğmeyip başkaldırı ruhunu kendisinden sonra gelen müminlere miras bırakan “cennet gençlerinin efendisi” Hz. Hüseyin (r.a.)’ın ve Kerbela’da esir edildikten sonra Kûfe sokaklarında teşhir edilen, Yezid’in sarayında yaptığı etkileyici konuşmayla halkı galeyana, …

Hz. Abdullah Bin Huzafe (r.a.)

HZ. ABDULLAH BİN HUZÂFE (r.anh) Peygamber efendimiz, Hudeybiye antlaşmasından sonra, İslâmın bütün dünyaya yayılması ve insanların Cehennemden kurtulup, ebedî saâdete kavuşmaları için hükümdarlara elçiler göndermek istiyordu. Zîrâ o, âlemlere rahmet olarak gönderilmişti. İstediğini emret! Bu sebeple bir gün, Eshâb-ı kirâma buyurdular ki: – Ba’zınızı, yabancı hükümdarlara göndermek istiyorum. Sakın, İsrâiloğullarının, Peygamberlerine karşı davrandıkları gibi, siz …

Kendini İlmen Ve Ahlâken Sürekli Geliştirmek

Hizmet insanı, keyfiyetli bir hizmet sunabilmek için, kendi gelişimini de ihmâl etmemelidir. Sürekli bir tekâmül (olgunlaşma) gayreti, onun tabiî vasfı olmalıdır. Yeterli bilgi ve tecrübeye sâhip bulunmayan, ahlâkî ve mânevî gelişimini önemsemeyen, işinin ehli olmayan bir hizmet eri, lâyık-ı vechile ciddî bir hizmet ortaya koyamaz. Diğer taraftan, hayatta tekâmül ve değişim, Cenâb-ı Hakk’ın koyduğu ilâhî …

Hz.Ammar ibni Yasir (r.a.)

Ammar İbni Yâsir radiyallahu anh imanda azmin ve sebâtin sembolü bir yigit!.. inancı uğruna gösterdiği fedakârlıklar, islâm’ın yüceliğinin bir vesikası olan kahraman!… Fedakârlığın imanın özü olduğunu gösteren ilk şehid çocuğu… Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin; “Cennet üç kişiye müstaktır. Ali, Ammar ve Selman.” iltifatına mazhar cennetlik bir insan!… Babası Yâsir, Yemen’li Kahtânî kabilesinin Ans …

Kur’ân-I Kerîm Eğitim Ve Öğretimi

KUR’ÂN-I KERÎM EĞİTİM VE ÖĞRETİMİYLE İLGİLİ HİZMETLERE BİRİNCİ DERECEDE EHEMMİYET VERMEK İnsanlığa hidâyet rehberi olan Kur’ân-ı Kerîm, Allâh Teâlâ’nın biz kullarına göndermiş olduğu ilâhî bir emânettir. Bu emâneti nefsimizden başlayarak Allâh’ın kullarına taşıyabilmek, en mühim hizmetlerin başında gelir. Nitekim hadîs-i şerîfte: “Sizin en hayırlınız, Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenen ve öğretendir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21) buyurulmuştur. Bir insana …

Hz. Ümm-i Eymen (r.anha)

HZ. ÜMM-İ EYMEN (r.anha)  Peygamber efendimiz, doğmadan önce babasını, altı yaşında da annesini kaybetmişti. Hem yetim, hem de öksüz olarak büyüdü. Fakat birçok kadın, bir anne şefkatiyle o yüce Peygamberi bağrına bastı. Ona annesizlik acısını hissettirmemek için ellerinden gelen gayreti gösterdiler. İşte bu kadınlardan birisi de Ümm-i Eymen’di. Peygamberimizin ehl-i beytten saydığı ve “Annemden sonra annem” …