İbrahim Aleyhisselam 3.Bölüm

İbrahim Aleyhisselâmın Mekke´ye Tekrar Gelişi: ibrahim Aleyhisselâm; Yüce Allah´ın dilediği kadar Şam´da oturduktan son-´a[435], Mekke´ye gitmek ve İsmail Aleyhisselâmı görmek üzre, zevcesi Hz.Sâre´-sen izin istedi. O da, İsmail Aleyhisselâmın evine inip kalmamak şartı ile, kendisine izin verdi. İbrahim Aleyhisselâm, Mekke´ye gelince, İsmail Aleyhisselâmın kapısının önüne kadar vardı. [436] İsmail Aleyhisselâmı, yine, evde bulamadı. [437] Evde, …

Saad Bin Ebi Vakkas (r.a)

Resûlullahin (SAV) Okçusu: Sad bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hz. Ebû Bekir vâsitasiyla Müslüman olmus, Eshâb-i kirâmin büyüklerinden bir zâttir. Ilk Müslümanlarin yedincisidir. Müslüman olmasi söyle oldu: Onyedi yasinda idi. Bir gece degisik bir rüyâ gördü. Rüyâsinda kendisini zifirî bir karanlikta gördü. Çâresiz bir hâldeyken, birden ortalik aydinlanmaya basladi. Sonra nûr saçan bir ay dogdu. Seni …

Hz. Ali

Resulullah’ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebû Talib, annesi Kureyş’ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib’tir. Künyesi Ebu’ı Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru’l-Mü’minin’dir. Ayrıca ‘ALLAH’ın Arslanı’ ünvanıyla da anılır. Hz. Ali küçük yaşından beri Resulullah’ın yanında büyüdü. On yaşında İslâm’ı kabul ettiği bilinmektedir. Hz. Hatice’den sonra müslümanlığı ilk kabul eden …

Hz. Osman Bin Affan

Adı Ebu Abdullah olup, babasının adı Affan bin el As’tır. Annesinin adı erva büyük annesi ise Peygamber efendimizin halası olup: Beyda’dır. Yaş olarak Peygamber efendimizden 6 yaş küçüktür. Peygamberimizin iki kızıyla evlendiği için Zinnureyn lakabını almıştır. Zinnureyn iki nur sahibi demektir. Hz Osman(r.a.) önce Rukiyeyle evlenip Rukiye vefat edince Ümmü Gülsümle evlenmiştir. Ümmü Gülsüm vefat …

İbrahim Aleyhisselam 2.Bölüm

İbrahim Aleyhisselâmın Hz. Hâcerle Evlenmesi: Yüce Allah, İbrahim Aleyhisselâma mal ve servet bolluğu verince, İbrahim Aley­hisselâm: “Ey Rabb´im! Benim çocuğum yok. Ben, çok mal ve serveti, ne yapayım?” demişti. Yüce Allah, ona: “Ben, senin çocuklarını da, öyle çoğaltacağım ki, onlar, yıldızların sayısınca, olacaklardır?” diye vahy buyurdu. [219] Mukaddes beldelerde yirmi yıldan beri oturdukları halde, çocukları …

Hz. Ömer

İkinci Raşid Halife. İslâmı yeryüzüne yerleştirip, hakim kılmak için Resulullah (s.a.s)’ın verdiği tevhidî mücadelede ona en yakın olan sahabilerden biri. Hz. Ömer (r.a), Fil Olayından on üç sene sonra Mekke’de doğmuştur. Kendisinden nakledilen bir rivayete göre o, Büyük Ficar savaşından dört yıl sonra dünyaya gelmiştir (İbnül-Esîr, Üsdül-Ğâbe, Kahire 1970, IV,146). Babası, Hattab b. Nüfeyl olup, …

Hz. Ebu Bekir

Hz. Muhammed (s.a.s.)’in İslâm’ı tebliğe başlamasından sonra ilk iman eden hür erkeklerin; raşit halifelerin, aşere-i mübeşşerenin ilki. Câmiu’l Kur’an, es-Sıddîk, el-Atik lakaplarıyla bilinen büyük sahabi. Kur’ân-ı Kerim’de hicret sırasında Rasûlullah’la beraber olmasından dolayı, “…mağarada bulunan iki kişiden biri…” (et-Tevbe, 9/40) şeklinde ondan bahsedilmektedir. Asıl adı Abdülkâbe olup, İslâm’dan sonra Rasûlullah (s.a.s.)’in ona Abdullah adını verdiği …

İbrahim Aleyhisselâm 1.Bölüm

İbrahim Aleyhisselâmın Soyu: İbrahim b.Târah (Âzer), b.Nahor, b.Sarug (Şarug) b.Rau (Ergu), b.Falığ, b.Âbir, b.Şalıh, b.Erfahşed, b.Sâm, b.Nuh Aleyhisselâmdır.[1] İbrahim Aleyhisselâmın Babası Ve Yurdu: İbrahim Aleyhisselâmın Babası Târah (Âzer), Harran halkından idi. [2] Onun, Küfe ile Basra arasındaki Kûsâ köyü halkından olduğu da söylenir. [3] Harran; büyük bir şehir olup Mudar´ın kasabası idi. Reha ile araları …

Allah Dostları

Hz. Ömerden(R.A.) Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu. “Allahın öyle kulları vardır ki onlar ne peygamber ne şehiddirler. Ancak Allah katındaki derecelerinden dolayı kıyamet gününde peygamberler ve şehidler onlara gıpta ederler.” Ashab: -Ya Resulullah! Onların kim olduklarını bizlere haber ver, dediler. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu. “ Onlar aralarında ne nesep ne de maddi bir bağ olmasına rağmen …

İlk Vahiy Tebliğ Ediliyor

Ramazan ayının 20 gecesi geride kalmıştı. Nur dağı, derin ve manalı bir sessizliğe bürünmüştü. O civarda her şey de onunla birlikte sessiz ve sâkindi. Kim bilir, konuşulacakları dinlemek, söyle­nenleri adeta duyabilmek eşsiz mazhariyetine ermek için… Konuşacak olan ile dinleyene belki de hürmet için! Gecenin yarısı geçmiş idi ve zaman seher vaktine ayak basmıştı. Bülbüllerin ötmeye …