Nübüvvetin ve İlk İnen Vahyin Tarihi

Peygamber-sallallahu aleyhi vesellem-’e nübüvvetin verilmesi ve ilk vahyin inmesi bu şekilde olmuştur.Bu olay, Ramazan ayında, Kadir gecesinde meydana gelmiştir.Allah şöyle buyuruyor: “İçinde Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayı…” ve “Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.” Bize ulaşan birçok sahih hadisten, bu olayın Pazartesi gecesi sabaha karşı, tanyeri ağarmadan gerçekleştiği bildirilmektedir. Kadir gecesi, Ramazan’ın son on gününün tek …

Adem Aleyhisselam

Adem Aleyhisselam Âdem Aleyhisselâm´ın Yaratılışı: Yüce Allah; Âdem Aleyhisselâmı yaratmak istediği zaman[1], yere: “Ben, sen­den bir halk yaratacağım ki, onlardan, bana itaat edenler de olacak, onlardan, bana isyan edenler de olacaktır. Onlardan, bana itaat eden kimseyi, Cennet´e koyacağım. Bana isyan eden kimseyi ise, Cehennem´e sokacağım!” diye Vahy etti. Sonra da[2], Cebrail Aleyhisselâmı, yerden[3], bir avuç …

Nübüvvet

Nübüvvet: Akıl sahibi kulların, üzerlerindeki dünya ve Âhiret işleri hakkın­da, Allah ile kulları arasında yapılan Elçilik demektir.[1] Nebi Kendisine, Melek tarafından vahiy veya kalbine ilham olunan, ya da, Salih rü´yâ ile uyarılan zât demektir.[2] Resul Resul ise, Resul olması haysiyetile, Nübüvvet Vahy´inin fevkında özel bir Vahy ile üstün kılınmış olan ve kendisine Cebrail Aleyhisselâmın, Allah …

Yer Ve Göklerlerde Bulunanlar

YER VE GÖKLERLE, BUNLARDA BULUNANLAR Allah, yeri ve gökleri yarattıktan sonra bunların arasın­da insan ve diğer canlıları yarattı. İbn Abbâs (R.A.) diyor ki: «Allah Teâlâ yerleri yarat­tı. Yerin birinci katının adı D e m k â’ dır. Onun altında akim rüzgârı — faydasız sert yel — vardır. Âd kavmi bu rüzgâr ile helak edilmiştir. Orada …

Envârü’l-Âşıkın (Âşıkların Nurları)

BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM Hamd, Allah’a mahsustur. O Allah ki, Zât ve Sıfatı bakımından Vâhid ve en olgun kemâle sahip olmak bakımından tek olduğunu çe­şitli, açık ve üstün delillerle bildirdi. O Allah ki, bütün gizlilikleri ile bilinmesini dilediği için mahlükatı yarattı ve onlara en güzel tecelliyât ile tecelli ederek kendisini bilip tanıma imkânlarını bahşetti. Lütfunun tamamı ve kereminin …

Takva

Takva lügatte: Nefsi, korkulan şeyden muhafazaya almaktır. Şeriatte ise: (حفظ النفس عما يؤثم ) Nefsi, günaha götüren şeyden korumaktır. Bu koruma haramları terk ile olur. Bazı mübahları terk ile de tamam olur. [1] Takvanın üç derecesi vardır. Bu hususta Ebul Faruk hz.leri şöyle buyurmuşlardır: “İttika: 1- İman ile küfürden, 2- İbadet ile isyandan, 3- Füyûzât …

Zamanımızda Tasavvuf

Bir şey asırlardır insanlığın gündeminde kalabilmişse, onun insan fıtratı ve toplum hayatıyla ciddi bir irtibatı mevcut demektir. Ortaya çıktığı günden itibaren gönüllerden ve gündemden hiç düşmeyen kavramların birisi de tasavvuf. Onu birileri tenkid ederek, diğerleri de tatbik ederek hep gündemde tuttular. Tasavvufu dışarıdan tenkid edenler, onu insanın dünya ile ilişkilerini koparan bir miskinlik ve tembellik …

Mürşidi Kamil Kimdir?

Allah-u Zülcelal bu kimseler hakkında ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “İyi bilin ki, Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur Onlar üzülmeyeceklerdir Onlar, iman edip takvaya ermiş olanlardır Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur Bu en büyük mutluluğun ta kendisidir ” (Yunus; 62-64) Görüldüğü gibi bu ayet-i kerimede …

Tasavvufun Mahiyeti ve Fazileti

Ey hakki isteyen bilki en yüksek maksat Yüce Allah’ı (C.C) tanimak, sonrada ona hakkı ile ibadet yapmaktir. Bu ise Allah’ı (C.C) sıfatı ile tanımakla mümkündür.Allah (C.C) zatında, sıfatında, ef’linde her bir şeyi bilir, işitir, faili muhtar, alemi kendi iradesine göre ve uygun bir sekilde yarattı . Yarattıklarından bir kısmı insan denilen varliklar oldu. Yüce hikmetinin …

Gerçek Keramet Ehli

Nakledilir ki: Kebş şehrinde Seyyid Emir Kilâl Kuddise Sırruhu Hazretleri’nin talebelerinden birinin de bulunduğu bir mecliste kerametten söz açılır. Mevlana Celâleddin el–Kebşî: “Şimdi böyle gerçek keramet ehli nerede bulunur? O zat ki, göz açıp kapayacak kadar kısa bir zaman içinde, doğudan batıya dünyayı dolaşsın.” deyince, o talebe: “Evet, şimdi böyle bir zat vardır. O benim …